HMC 151 Deneme Sürüşü

Bir kaç gündür HMC 151 ile oynama şansım oldu. Herhangi bir kamerayı test etmek aslında epey sıkıcı bir iş. Öncelikle haksızlık etmemek için testin iyi tasarlanması, uygulanması ve doğru yorumlanması gerekiyor.

Çok ayrıntılı testlere girişmedim açıkçası (kameranın bütün özelliklerinin tek tek alternatifler halinde test edilmesi gibi). Zaten bir sürü web sitesi onları gayet iyi yapıyor. her ne kadar Alp Korfalı sayesinde DPreview’a taş çıkaracak bir test ortamı yarattıysak da 🙂 sonuçta sadece en temel testleri yaptık diyebiliriz.

Elimizde HMC 151’in sınıfında bir kamera yoktu (Gerçi bu sınıfın hangi sınıf olduğu konusunda da ciddi şüphelerim var onlara da değineceğim). Bu nedenle bir üst sınıf (Sony EX1) ve bir de alt sınıf (Sony HC1E) ile kıyaslama yaptık. Tabi ki bu kıyaslamalar aslında bir noktada yanıltıcı. Zira EX1 üst sınıf bir kamera, HC1 ise HDV temelli, tek CMOS lu ve epey eski bir kamera…

Yine de bir şeyi bir şeyle kıyaslamak adet olduğundan bu yola gittik. Bu kıyaslamalara bakıp çabuk sonuçlara varmamanızı öneririm.

Evet inceleme notlarına geçiyoruz:


Tasarım:

HMC151 daha önceki yazıda da bahsettiğim gibi DVX100 serisinin devamı niteliğinde. Zaten elinize alır almaz bunu anlıyorsunuz. Aynen DVX100’de de olduğu gibi kameranın tasarımı çok iyi. HMC151 garip şekilde iri ama buna karşılık hafif bir kamera çünkü DV kaset ünitesi yok. Hafifliğe rağmen kamerayı küçültmemek doğru bir tercih olmuş çünkü ele iyi oturuyor.

DVX100 geleneği devam ettirilmiş ve kamera üzerinde her ayar için ayrı tuşlar konmuş. Yani beyaz ayarı, gain, iris, shutter… her biri kendine ait tuşlarla kontrol ediliyor ve bu yüzden Panasonic’i seviyorum. Diğer üreticiler bazı fonksiyonları menülere gizliyorlar ve bu da çok can sıkıcı.

Yeni Panasonic bildiğiniz SD kartlara AVCHD olarak kayıt yapıyor. İçinde değişik kalite seçenekleri var ama ben sadece en yüksek kalite olan PH modunu (21 Mbps) denedim. Zaten diğer modların niye var olduğunu da pek anlamış değilim. Dosya boyu küçük olsun isteyenler için makul olabilir ama sabit disk ve SD kartların bu kadar ucuz olduğu bir dönemde kimsenin düşük kalite çekim yapmayı isteyeceğini sanmıyorum.

Kameranın kasası kaliteli bir his verdi bana. Tuşların yerleşim yerleri doğru ve her şey çok sezgisel. Öyle ki kamerayı 10 dakikada tamamen çözebiliyorsunuz (tabi önceden deneyiminiz olması da etkili ama kullanımı gerçekten sezgisel).

Aletin üzerinde iki adet XLR ses girişi var ve bunlar da ayrı ayrı tuşlarla kontrol ediliyor.

Mercek yeni Panasonic’in en iyi taraflarından biri. 28 mm lik Leica geniş açı sanırım kendi sınıfında benzeri görülmemiş bir durum (Sony FX1000 in merceği de 29.5 mm). 13X zoom seçeneği de gayet yeterli (35 mm karşılığı 364 mm) . Merceğin en açık diyaframı 1.6 (en genişte) bu da düşük ışıkta önemli bir avantaj.

Kamera geçek progressive CCD lere sahip ve 25p 1080, 720 50p gibi modları destekliyor. Bunun dışında hızlı çekim veya stop motion için kullanılan time lapse modları ne yazık ki yok.

Kameranın üzerinde HDMI, USB 2.0 ve Analog Component çıkışlar var. HDMI dan full HD bir monitore bağlayıp izleme yaptım. Sonuç gayet başarılıydı.

Nedendir bilinmez Panasonic HD bir kameraya 16:9 yerine 4:3 bir LCD koymuş. Gerçi bu durum altta ve üstte çıkan bilgilere yer açması içinse fena fikir değil. Fakat asıl sorun LCD’nin gerçekten çok zayıf olması. Panasonic DVX100’de de bu sorunu yaşıyordu. Ne yazık ki HD bir kamerada şimdi bu durum daha da vahimleşmiş. Kameranın bence en önemli sorunu bu: LCD monitör çok düşük çözünürlükte ve bu kullanımı epey tatsızlaştırıyor.

Yandaki resme tıklarsanız üç kameranın LCD lerinin yüzde yüz detayını görebilirsiniz. Tabi bu resimler bir DSLR ile çekildiler.

Sanırım yoruma pek gerek yok. Ne yazık ki Panasonic’in LCD’si açık arayla geride…

Buna karşılık bugüne kadar gördüğüm en büyük ve iyi waveform monitör bu kamerada. Ayrı bir tuşla açılıyor ve size bütün görüntünün pozlama değerlerini gerçek bir waveform monitör olarak veriyor. Yalnız ekranda çok yer kaplıyor ve çerçeveyi görmenizi zorlaştırıyor.

Kullanım:

SD karta çekim yapmak harika! Kaset denen beladan kurtuluşumuz kutlu olsun. Kartı kameradan çıkarıyorsunuz. Bir kart okuyucuyla bilgisayarınıza takıyorsunuz ve karşınızda HD video! Bu noktada Sony gibi özel bir medya kullanmadığı için Panasonic’i tebrik etmek gerek. SD kartlar ucuz ve yaygın.

Workflow (iş akışı) sorunları olmasını bekliyordum zira AVCHD henüz tam olarak tanınmamış bir codec ama beklediğim olmadı. Kartın içindeki video dosyalarını VLC ile doğrudan açabildim. Kurgu programlarına almak konusunda henüz sorunlar var ama Panasonic’in sitesinden indirilen küçük bir programla mp4 dosyalarını DVCPro HD ye çevirmek mümkün. Bu işlemi yaptıktan sonra rahatça kurgu yapabilirsiniz.

Performans:

Yukarıda gördüğünüz kareyle testleri gerçekleştirdik. Üç kamera da “manual” olarak ayarlandı ve beyaz ayarı da elle yapıldı. 1080 25p modunda çekim yaptık. Pozlama değerini Alp’in pozametresiyle belirledik.

Renk ve kontrast konusunda HMC 151 başarılıydı ve EX1’den geri kalmadı. Beyaz ayarı konusunda üç kamera da değişik tercihler gösterdi ama anlık voltaj değişimleri bile buna neden olabilir. O nedenle çok üzerinde durmadık.

Aşağıda aynı karelerin yüzde yüz crop hallerini görüyorsunuz. Doğal olarak HMC 151 çözünürlük konusunda EX1 karşısında zayıf kaldı (EX1 35 Mbps çalışıyor ve algılayıcıları 1/2 inch). Fakat şaşırtıcı olan HDV ile çalışan HC1’in de HMC 151’den geri kalmamasıydı. Tabi bu testlerle codec performansını ölçemiyoruz zira sabit karelerden bunu tam olarak yorumlamak imkansız. Ama yine de diğer yaptığım çekimlerden yola çıkarak AVCHD’nin HDV den iyi olduğunu gösterecek ciddi bir gösterge bulamadım. Gözle görülür bir fark yoktu.

Düşük ışık koşullarında (yani 12 dB kazanç yaparak) aynı testi yaptığımızda aşağıdaki sonuç ortaya çıktı (rengi dikkate almayın)

Gördüğünüz gibi HC1E tek CMOS ile çalıştığı için düşük ışıkta çok ciddi kayıp yaşadı. Üç CCD’li HMC 151 bence düşük ışık için çok iyi performans verdi. Zaten Panasonic de bu özelliği vurguluyordu.

Sonuç:

HMC 151 yeni kuşak kameraların öncülerinden biri olarak aslında önemli. Zira kendi sınıfında ilk AVCHD kullanan kamera ve bugün itibariyle karta kayıt yapabilen yarı profesyonel kameralar arasında da ilklerden biri (HVX200’ü bir üst sınıf olarak görürsek).

Aslında şu anda HMC 151’in tam olarak bir rakibi de yok. Zira Sony’nin Z7’si CF karta çekim yapsa da HDV codec kullanmaya devam ediyor ve fiyatı daha pahalı. Yeni çıkacak FX1000 hala kaset sistemini kullanıyor. Canon’da da henüz bu özellikte bir kamera yok.

Bu nedenle aslında HMC 151 için ne desem ya ona ya başkalarına haksızlık etmiş olacağım. Yukarıda da değindiğim gibi kamera tasarım açısından LCD si dışında çok başarılı. Kullanımı da gayet kolay. Çözünürlük açısından çok etkileyici olduğunu söylemek mümkün değil.

Türkiye fiyatını bilmiyorum belki Ömer bey bizimle paylaşır ancak Amerika fiyatı yaklaşık 4000 dolar. Açıkçası bu fiyat bana biraz yüksek geldi. Sonuç olarak AVCHD Long GOP bir codec. Yani kareler kendi aralarında da sıkıştırılıyorlar. Bu da profesyonel kullanım için pek hoş bir durum değil. Hal böyleyken Panasonic’in istediği fiyat biraz fazla gibi geldi bana. Bu kameranın hedef kitlesi kim sorusu ortaya çıkıyor. HMC 151 amatörler için “fazla” bir kamera. Yarı profesyoneller içinse “tam olmamış” bir kamera.

Yarı profeyonel işler için 4000 dolar verip HMC 151 almaktansa biraz daha bekleyip HVX200E veya onun devamı sayılan HPX 171’i görmekte fayda olabilir ama acilen karta kayıt yapabilen yarı profesyonel bir kameraya ihtiyacınız varsa şu an HMC 151 kendi fiyat aralığında zaten tek seçenek gibi görünüyor.

Neden İyi?

* Hafif / Çok İyi Tasarım / Çok İyi Mercek / Kullanım Kolaylığı / SD Karta Çekim Avantaj / XLR Ses Girişleri / HDMI Bağlantısı / Düşük Işıkta Performansı İyi / Waveform Mönitörü Profesyonel

Neden Kötü?

* Çözünürlük Beklediğim Kadar İyi Değil / LCD çok zayıf / Kare Sayısı Değişken Değil

Not: Başarı TV’den Ömer Kaşdarma ve görüntü yönetmeni Alp Korfalı’ya teşekkürler.

38 Responses to “HMC 151 Deneme Sürüşü”


  • ahmet dedi ki:

    Bizler çoğu zaman yeni ürünler karşısında ciğerci vitrininin diğer tarafındaki kediyi oynuyoruz. Bakmak ve uzun uzun düşünmek! Kararı zamana yaymak ve yeni çıkan ciğerler karşısında şaşırmaya devam etmek.. Her yeni teknik gelişme hareket alanımızın sınırlarını belirliyor. Bu sınırlar içinde alglıyor ve karar veriyoruz. Tam bu noktada objektif, sâde ve önemli veriler içeren bu inceleme sanırım bir teşekkürü hakediyor. Devamını diliyorum. Malum, tecrübe; edilmiş ve belirlenmiş şeye deniyor.

    Emeği geçen(ler)e teşekkürler…

  • DoPDodo dedi ki:

    Güvenilir kaynaklardan, yönlendirilmemiş, reklam koköayan bilgi almak çok güzel. Ellerinize sağlık.

  • Omer dedi ki:

    İlker bey’e zaman ayırıp bu kadar ayrıntılı ve objektif bir çalışma gerçekleştirdiği için çok teşekkür ediyorum. Sanıyorum Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş oluyor. Altyapısı bilgi dolu çalışmaların sonucunda alınan kararlar en büyük ihtiyacımız.

  • ilkerc dedi ki:

    Herkese tesekkurler : ) Umarim diger kameralari da inceleyebiliriz ayni sekilde…

  • Omer dedi ki:

    Bu arada AG-HMC151’in Türkiye’de ödeme koşullarına göre â?¬2,995 – 3,195._+KDV fiyat aralığında satılmasını bekliyoruz. AG-HMC151’in bir diğer özelliği de 720 50p, 720 60p, 720 24p, 720 25p, 1080 60i, 1080 50i, 1080 24p, 1080 25p, 1080 30p formatlarının tamamını sağlıyor olması. Amerika modeli AG-HMC150 sadece 24p 30p ve 60i modları detseklerken Asya modeli AG-HMC152 (Dubai & Singapur) sadece 24p 25p ve 50i modları desteklemekte.

  • Ali dedi ki:

    Yani Doğubank’tan değil bizden alın diyorsunuz 🙂

  • Shad dedi ki:

    Emeğe saygı.. : ) Elinize sağlık.
    Fakat bu Panasonic akıllanmayacak.. Fiyat, bu kamera için çok yuksek.. Hele Türkiye’de pek satacağını sanmam..

  • Hasan Ã?nal dedi ki:

    Beyler repler lütfen!!! :))

    Panasonic’in yurtdışı fiyatına bir de vergiler eklenince fiyat performans aralığı yüksek sonuçlar ortaya çıkıyor. Son vergilerle birlikte sanırım benzinden sonra kameralara da en yüksek fiyat bizim ülkemizde ödeniyor. Bu sadece biz kullanıcıların değil, büyük markaların Türkiye temsilciliklerinin de sorunu sanırım. Sonuçta, burada herhangi bir faturalı kamera için ödeyeceğiniz paraya yurtdışına gidip kamera alsanız inanın aynı paraya gelir: “Kamera alana 3 gün Almanya”… Kampanya gibi!!!

    İlker Canikligil ve Alp Kofulu’ya emekleri, testin uygulanmasını sağladığı için de Ömer Bey’e teşekkürler…

    Ömer Bey: Sony, Panasonic, Canon, Nikon, Jvc vs. temsilcilikleriyle neden ortak bir girişiminiz olmuyor vergiler konusunda? Çoğunluk tersini düşünse de vergilerden en çok canı yanan sizlersiniz aslında… Örnek vermek gerekirse bu yaz başında Sony EX 1 ve Canon 5D Mark II bir arkadaşıma Singapur tatili yaptırdı :)) Şaka bir yana, siz de yurtdışına yakın fiyatlar sunsanız, hem kullanıcılar faturasız kamera ile kumar oynamaz hem siz kazanırsınız. Test girişiminiz için tekrar teşekkürler bu arada.

    İlker Hocam siz de yakında Panasonic’in Philip Bloom’u olursanız şaşırmam bu arada… Gerçi Philip Bloom “süper, hemen alın!!!” adamı… Sizi o pozisyonda düşünemiyorum: “Kamera gerçekten güzel ama bence bekleyin” :))

  • Hasan Ã?nal dedi ki:

    Yazıyı sabahın 5’inde yazmıştım… O saatte ben Korfalı’yı Kofulu olarak algılıyorum… Ortalıkta dolaşan gizli lezbiyenlerden böyle oluyor sanırım 🙂

    Düzeltir, özür dilerim…

  • Omer dedi ki:

    İlgili arkadaşlara fiyatlar konusunda ek bir açıklama yapmak istiyorum. Fiyatlarımızın Avrupa ülkeleri ile eşdeğer olması bizim ilk önceliğimiz. Yani Almanya’da, İspanya’da, Norveç’te bu ürün kaça satılıyorsa burada da aynı fiyata satılmalı. Bunu sağlıyoruz düşüncesindeyim. Amerika konusuna gelince. Gerek Amerika’nın, gerek Singapur ve BAE gibi serbest bölge davranışı gösteren bazı Asya ülkelerinin ithalat vergileri Avrupa’yla farklılık gösteriyor. Ancak yine de B&H fiyatlarını gözetiyoruz. Unutmayın ki NY’tan alım yaptığınızda %9~10 civarında bir vergi ödeniyor, ebay’den aldığınızda keza yine Türkiye’de vergilendiriliyorsunuz.

    Öte taraftan bir konuya daha değinmek istiyorum. Biliyorum; İlker bey elindeki imkanlar kapasitesinde gayet güzel ve objektif bir çalışma yapmış. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum. Ancak kendisinin de değindiği gibi, hareketli görüntünün gelişmiş codecler vasıtasıyla sıkıştırılıp kaydedildiği cihazlarda, fotoğraf makinelerinde olduğu gibi sadece statik çözünürlüğe bakmak performansın tamamını ölçmek adına yeterli değil. Evet HMC151’in CCD’leri EX1’in CMOS sensöründen daha düşük çözünürlükte olduğunu biliyoruz. Ancak HMC151’in en büyük özelliği 21Mbps hızında çalışabilen h.264 temelli AVCHD codec kullanan ilk ve tek cihaz olmasıdır. Bu yeni codec MPEG2 codeclere göre hareket bilgisinden çok daha az gürültü üretmektedir. HMC151’in diğer modellerden esas ve en büyük farkı budur.

  • ilkerc dedi ki:

    🙂 evet omer bey hakli. zaten codec performansini olcmedigimi yazida da belirtmistim.

    Yine de sadece codec performansindaki basarisiyla EX1 deki cozunurluk avantajini bertaraf edecegini pek sanmiyorum (ne guzel kelime degil mi?). Tabi aslinda oturup denemek gerek. Yalniz onu denemek cok kolay degil. Tam olarak ayni hareketleri yapan bir seylere ihtiyac var. Belki saat vs gibi bir sey olabilir. Zira obur turlu hareket hizi degistiginde codec performansi da degisir.

  • ilkerc dedi ki:

    Merak edenler icin surada codec testleri var.

  • Buğra AKPINAR dedi ki:

    Gerçekten HMC-151 alıp almamak arasında gidip geliyordum şu sıralar.Ama bu yazı bana aldırmayı kesin gözüyle gösteriyor 🙂 Teşekkür ederim.Ayrıca size nasıl ulaşabiliriz İlker bey? Mail?

  • ilkerc dedi ki:

    adim soyadim sonra da google in mail servisi…

  • ilkerc dedi ki:

    Bu arada Hasan arkadasin yaz basinda nasil 5D MK2 almaya gitti onu bir izah et : ))

  • Hasan Ã?nal dedi ki:

    Singapur’dan 5D aldı, bunu da düzeltirim. Demek ki neymiş, sabaha karşı 05 civarında yazmamak gerekirmiş; sonra günlerce düzeltme yazıları yazılıyor… Son zamanlarda sürekli 5D MK2 incelemekten böyle oldu sanırım. Ama asıl sorun o sabaha karşı tekrar izlenen “Gizli Lezbiyenler”di, ısrarcıyım. 🙂
    (Alp Korfalı yeni nesil sinemacılar arasında parlıyor)

    Bununla beraber belirtmem gerekir ki, Singapur alışverişinde gerçek kazanç objektif setinden elde edildi. Neyse, bunları konuşmak için doğru topic bu olmayabilir… İronik olan, alışverişi yapan arkadaşımın Singapur’dan aldiğı kamerayı elden çıkarmak için Ömer Bey’in çalıştığı firmanın sitesine ilan vermiş olması 🙂

  • Hasan Ã?nal dedi ki:

    Tekrar baktım da, elden çıkarmak için değil, kameraman için ilan vermiş. Bu durumda pek de ironik olmamış hani…

  • Omer dedi ki:

    Adresine AG-HMC151 tanıtım CD’si postalanmasını veya Kadıköy’deki ofisimize gelip kamerayı görüp incelemek de isteyen arkadaşları 0216 418 0700 numaralı telefondan Gülizar hanımla iletişime geçmeye davet ediyorum.

  • Buğra AKPINAR dedi ki:

    Gün itibariyle hayatımdaki ilk kameramı elimde tutuyorum şu an.Teşekkür ederim İlker Bey;gerçekten Sony ve Panasonic arasında gidip geliyordum ve yazınız bu konuda bana hayli yardımcı oldu.Başarı Yayıncılık’tada Barış Bey’i unutmamak lazım tabi.HMC-151 ile H100 arasında kararsız kalmışken ikisi arasından neden HMC-151 almam gerektiğinide gayet iyi bir şekilde açıkladı.

    Teşekkürler..

  • ilkerc dedi ki:

    Hayirli olsun Bugra.

    Ben yazida “Hemen kosun alin” dememistim ama… yine de isine yaradigina sevindim 🙂

  • alp dedi ki:

    oncelikle gizli lezbiyenler hakkindaki hisleriniz icin size tesekkur ederim hasan unal..izleyen 50000 kisinin 499500 u tarafindan kufur yedigime emin olmakla beraber kim bilir belki birgun gizli lezbiyenler 3 u cekebilirim. panasonic ile ilgili ilk izlenimlerim her seferinde tost makinesi sekinde kamera yapiyor olmalari disinda kotu lcd iyi goruntu kalitesi ki lcd nin kalitesinin dusuk olmasi aslinda birsey ifade etmiyor. iyi bir field monitor ile sorunsuz cekimler yapilabilir.. ancak produksiyonu olmayan isler icin kaliteli lcd cok onemli .. insan gordugu goruntuden zevk almak istiyor ve bu konuda sony uzun zamandir panasonicten cok daha basarili.. ben sanirim sony i tercih etme taraftariyim .. bunu yaptigimiz testlerden bagimsiz olarak soyluyorum ve tamamen duygusal.(gercek anlamda duygusal:)
    ama panasonic firmasinin son kullanici ile olan bagi onlari forumlar yoluyla dinlemesi dikkate almasi ve arastirmalarini ve gelistirmelerini bu yonde yapiyor olmasi alkislanmasi gereken bir yaklasim.. hatta bunu Omer bey ve ekibi ile turkiye tarafinda da devam ettiriyor olmalari super..
    Sanirim turkiye de p2 ye kayit yapilan ve ve bu workflowu kullanan ilk televizyon dramasinda gecen sene calistim..biz hpx 500(2/3 sensorlu profesyonel kamera) ve hvx 200 (1/3 sensorlu proconsumer)kameralar kullaniyorduk..bir tek sorun ile karsilasmadik..isik duyarliliklari haric goruntu anlaminda bir farklari yoktu gercekten.. hatta ayni sahne icinde montajlandiklarinda aradaki farki ben bile goremiyordum .. sadece omuz kameralarinda titreyen kamera benimkiydi:) ordan ayirt edebiliyordum. panasonic hmc 151 ile sony nin bir zamanlar vx1000 ile yaptigi cikisi yapmis fiyat performans oranlarini bilemiyorum ama mantik ayni.. kalite isteyen her ozelligine ihtiyaci olmayan ve bunlar icin fazla para vermek istemeyen kullanicilar icin uretilmis kameralar.
    goruntu yonetmenliginde bir laf vardir aydinlatacak bir sey olmadan ne yapsaniz bos , sanat yonetmenliginin onemini belirtmek icin kullanilir ve bazi zamanda camur atmak icin 🙂 bu noktada hangi kamera oldugu cok onemli degil, kadrajin ici dolu olduktan sonra hikaye oyuncu mekan ile, ve kameranin verdigi resim hikayeyi destekliyorsa kimse kalkipta koseler flu ama demez. kamerasi olmadigi icin bisi cekemeyen duymadim hic ama kamerasi olupta cekmeyen cok duydum ben de dahil olmak uzere dolayisiyla bir defa bin defa once proje yaratmak lazim kamera bulunur.

  • Buğra AKPINAR dedi ki:

    Bu arada,bu kameraya 35mm’lik lens/mercek takılabilir mi? Yoksa adaptör almak mı gerekecek?

  • serhan nasirli dedi ki:

    Merhabalar kameraniz hayirli olsun oncelikle tabiri caizse cevap vermek istedim. uzerinde built in lens i yani degistirelemeyen objektifi olan hic bir kameraya adaptor olmadan 35mm lensleri takamazsiniz.Fakat 28mm den daha genis gerektiren durumlarda genis aci veyahut telephoto convertor kullanabilirsiniz. Fakat 35mm adaptorle alacaginiz kalite ve alan derinligini alamazsiniz.Takacaginiz converter a bagli olarak kalite makinenizin lensinden oteye gitmeyecek veya daha da kotulesecektir.

    35mm Adaptoru alacaksaniz elinizdeki objektiflerin mountinin adaptore uymasina dikkat edin cunku her objektif markasinin mounti farklidir.Canon objektiflerin nikon makinalarda kullanilmayacagi gibi ayni sekilde objektif canon,makine canon olsa da objektifin veya makinenin mountinin,yuvasinin farkli olmasi dolayisi ile takamazsiniz bu durumda ikisinden birinin yuvasini degistirmek gerekmektedir.Internette biraz arastirarak daha detayli bilgi edineblirsiniz.

  • doktor dedi ki:

    omer bey şöyle belirtmiş ‘ AG-HMC151â?²in bir diğer özelliği de 720 50p, 720 60p, 720 24p, 720 25p, 1080 60i, 1080 50i, 1080 24p, 1080 25p, 1080 30p formatlarının tamamını sağlıyor olması’bunların bırbırınden farkı tam olarak nedir?ilker bey kıtabında interlaced ve progressive terımlerını çok ıyı açıklamıştı ama 50-60 vs anlayamadım,selamlar…

  • ilkerc dedi ki:

    Amerikan sistemi NTSC de saniyede 30 kare gecer. Bu nedenle HD formatlarini belirlerken eski materyalin uyumu acisindan istenirse 30 kare (60 field) cekme secenegi geldi.

    Yani aslinda HD formatlarda PAL NTSC gibi bir ayrim olmamasina ragmen saniyede cekilen kare sayisi 24 / 25 veya 30 olabiliyor.

  • Ömer dedi ki:

    İlker bey güzel özetlemiş. Ufak bir ek yapmak istiyorum. HD’nin iki temel standardı var. Interlace ve Progressive. Interlace standartta 24/25 veya 30 kare seçeneği var ve çözünürlük 1920 x 1080. Progressive standarttaysa saniyede 50 veya 60 kare çekiliyor ancak çözünürlük 1280 x 720. Bantgenişlikleri (taşıdıkları bilgi miktarı) hemen hemen aynı olmakla birlikte birinde statik (1920 x 1080) çözünürlük yüksek, diğerinde dinamik (saniyede 50-60 kare) çözünürlük yüksek olduğundan ötürü hagisinin daha iyi olduğu tartışması bitmek bilmiyor. Şu bir gerçek ki native progressive bir sensörden interlace sinyal elde etmek mümkünken native interlace bir sensörden progressive sinyal elde etmek ancak büyük kayıpları göze almakla mümkün.

  • ilkerc dedi ki:

    Yalniz Omer bey HMC 151 de ben 60i ve 30P yi goremedim. Menunun derinliklerinden yapiliyorsa gozumden kacmis olabilir ama default ayarda o dediginiz cozunurlukler yoktu.

  • doktor dedi ki:

    Ömer bey ‘Progressive standarttaysa saniyede 50 veya 60 kare çekiliyor ancak çözünürlük 1280 x 720’.
    insan gözü için en ıyı görüntunun sanıyede 24-25 olduğunu okumuştum?50-60 kare nasıl oluyor?selamlar..

  • ilkerc dedi ki:

    : ) Slow motion oluyor.

  • Ömer dedi ki:

    Sn Doktor..

    İnsan gözü saniyede 50 ve üstünde titreşimi görmez. Bu nedenledir ki film saniyede 24 kare çekilse de film projektörü her kareyi iki kere aydınlattığından biz saniyede 48 resim gördüğüğmüzdendir ki gözümüz titreşim görmez. Aynı mantıkla PAL TV yayını da 25 kare (frame) çekilir ama bunları biz önce tek satırlardan oluşan bir alan (field) sonra çift satırlardan oluşan bir alan olarak saniyede 50 gösterimde görürüz. Gözümüz titreşimi algılamaz.

  • Shad dedi ki:

    Kafaların karışmaması amacıyla ilker ve Ömer Bey’in verdiği bilgilere ekleme (veya toplama) yapayım:

    50i/60i: Interlaced

    Interlaced sistemlerde her bir kare 2 adet “field”den oluştur. (upper ve lower)

    50i: PAL sistemler için. Saniyede 50 “field” 25 kare oluşturur.
    60i: NTSC sistemler için. Saniyede 60 “field” 30 kare oluşturur. (aslında 59.94 field, 29,97 kare) : )
    Bu fark ülke/bölgedeki elektrik akımı, hertz farkı yüzünden olur.

    24p/25p/50p/60p: Progressive
    Progressive’de field yoktur. Saniyedeki kare sayısından bahsedilir.

    50p, 60p, vs..: slow-motion
    Örnek: Saniyede 50 kare progressive çekilmiş bir video, PAL sistemde oynatılacağını varsayarsak; (PAL saniyede 25 kare okuyacağı için) görüntü 2 kat yavaş görünecektir.

    Tabi bu konuların adam gibi anlatıldığı bir kitap var ve şurda

  • doktor dedi ki:

    Sevgili shad,kitabı zaten ilk okuyanlardanım da belirli bır yastan sonra basmıyor kafa…

  • Shad dedi ki:

    estafrullah doktor : )

  • yeni dedi ki:

    Canon xl2 ye ne diyosunuz??

  • Caner dedi ki:

    Çook eskidi derim ben. Bir de Olmeca’yı farkettim şimdi. Göz görür can çeker.. Ayıp :).

  • ilkerc dedi ki:

    XL2 mi? Su an uste para verseler almam : )

  • haberci dedi ki:

    Benim soracağım her na kadar artık üretimi olmayıp satışıda olmayan 2 kamera modeli hakkında olacak. Muhabirler arasında tercih edilen sony pd-170 ve Panasonic dvx102 modellerinden sizce hangisi tercih edilmeli. İkinci el piyasada her iki kameradanda bolca var. Her nakadar eski model olsalarda muhabirlerin işlerini gören bu iki kamera hakkında düşünceleriniz nelerdir.

  • ilkerc dedi ki:

    iki kamerayi da kullandim. Filmcilik isleri icin Pana iyi olsa da sizin amaclariniz icin PD170 daha iyi bir secim olur. Vizoru ve LCD si digerinden daha iyi.

Leave a Reply

Social Media

Visit Us On TwitterVisit Us On Youtube