House ve 5DHouse ve 5D

Şuradan öğrendiğimize göre House’un 6. sezon finali tamamen 5D Mk II ile çekilmiş. Yazıda yönetmenin kamerayla ilgili yorumları da var. Son zamanlarda bu tür çıkışlar arttı. Yakında daha da fazla filmin HDSLR larla çekildiğini göreceğiz.

Peki HDSLR la bir şey çekmek geçici bir moda mı? Sanmıyorum. Tabi bir miktar “trendy olma” tarafı var. Yani “Aman herkes çekiyor biz de hemen bu aletlerle bir şey çekelim” hevesi yok değil ama sonuçta bu kameraların sunduğu inanılmaz bir avantaj var.

Jim Jannard RED forumlarında “…satır atlıyorlar ama!” diye çocuklaşsa da (bu blogda da vardı öyle bir karakter geçen ay) ne yazık ki herkesin kabul etmesi gereken basit gerçek şu: Bir HDSLR ile yapabileceklerinizi konvansiyonel bir kamerayla asla yapamazsınız. HDSLR lar yapıları itibariyle çok hafifler ve bu da azımsanacak bir durum değil. Satır da atlasalar verdikleri sonuçlar da gayet iyi görünüyor ve bu da yeterli.

Uygun projede kullanılırsa HDSLR larla daha çok işler yapılır.

“House” un Amerika’daki yayını 17 Mayıs’ta.

Şuradan öğrendiğimize göre House’un 6. sezon finali tamamen 5D mk II ile çekilmiş.

11 Responses to “House ve 5DHouse ve 5D


  • Aykut dedi ki:

    “Fotoğraf makinesi ile film mi çekilir?” Herhalde 5 sene sonra bu cümleyi kuranlara insanlar epey gülecek. DSLR Video kavramı henüz oturmamış bir kavram ki bu olayı ilk başlatan D90’ın 2008’de duyurulduğunu düşünürsek 2 sene içerisinde bu kadar çok gelişmenin olması bile mucizevi. Evet, DSLR Sinema kesinlikle medyada bir “kırılma” noktasıdır. Hatta sosyolojik bir vakadır çünkü Liberal sistemin doğal bir sonucudur. Liberal sistemin diğer rakiplerini saf dışı bırakmasındaki en önemli olay bireyselliğe yani spesifikasyona verdiği önem. Eskiden müzik yapmak için, her müzik aletini çalan birisine ihtiyaç vardı ama bugün bir tek program, her türlü müzik aletinin VST’si ve internet ile insanlar dünyaya açılma, kendilerini dünyaya tanıtma şansı buluyorlar. Sinema sektöründe de sonuç pek farklı olmadı görüldüğü üzere. Evet, bugün profesyonel bir sinema filmi için hala ciddi paralar, ekipman, ekip vb. gerekiyor ama bugün DSLR’lar sayesinde insanlar o uçuk fiyatların çok çok altında bir film çekip kendilerini ifade etme şansı buldular. Yani sinema da “exclusive” olmaktan çıkıp ulaşılabilir hale geldi. Şuan kullandığımız makineler bu kırılma noktasının ilk örnekleri. İlerleyen zaman ile birlikte bu makinelerin çok ilginç varyasyonlarını göreceğimizi düşünüyorum. İşin garip tarafı DSLR Video olayını başlatan Nikon’un muhafazakar yapısını sürdürerek bu alanda daha fazla yatırım yapmayacağını açıklaması. Panasonic ve Canon önceden de video kamera ürettikleri için zaten adaptasyonda zorluk çekmediler 🙂

    Fakat yukarıda bahsettiğim müziğin spesifikasyonu bugün müzik sektörünü batma noktasına getirdi. Bilgisayarda kolay üretim, beraberinde sanatçı enflasyonunu da getirdi. Her gün bilgisayar tabanlı müzik endüstrisine onlarca yeni müzisyen ve yüzlerce yeni şarkı giriyor. 5-6 sene önce Global Underground’un sitesinde 64 kbps / 30 saniyelik örnekleri kaynak yokluğundan dinleyen ben, şimdi parça çokluğundan müzik dinleyemiyorum. Eski şarkıların cover’larının son dönemde bu kadar patlama yapmasının başka bir açıklaması olabilir mi? Umarım film endüstrisi de DSLR’ların ulaşılabilirliği yüzünden müzik sektörü gibi bir tıkanma yaşamaz. Umarım diyorum çünkü şuan bile Vimeo İlker Bey’in de dediği gibi “trendy” akıma kendisini kaptıran insanların çektiği kedi, köpek görüntüleri ile dolu. Aralarda çarpıcı videolar olsa bile o kalabalıkta kayboluyorlar ve korkutucu olan da bu.

  • Greg dedi ki:

    aykut bu kalabalık içinde kaybolma konusu zaten seninde değindigin gibi müzik sektoru icin uzun zamandır soz konusu olan bir durum, ayrıca herkesin digital era da “fotografci” oldugunu dusunursen ordada ayni enflasyon hatta daha asirisi mevcut simdi de still yerine motion visual da ayni enflasyon olusuyor. peki bu kargasada iyi olanlar nasıl farkedilecek. acikcasi bu sorunun cevabi biraz iç karartıcı cunku cagimizda artık editorlere ve opinion leader lara cok fazla is dusuyor. belli bloglar siteleri takip edip onlarin bizi yonlendirmesi ile bir seyleri kesfedebiliyoruz sans eseri denk gelmedigimiz zaman, ya ödüllü film oluyor, ya meshur bir blog da link veriliyor , editors pick oluyor vs. ama muhim olan arayıp tarayıp karsilasma sansiniz giderek dramatik bicimde dusmekte bu aci bir gercek ve internette çöp fotograf ve video giderek artmakta. bu enflasyon bir cok sektorde mevcut her an yeni bir kitap çıkıyor, 18. yuzyilda bir insan dunyadaki tum kitapları okudugunu iddia edebilirdi ama bugun bunu yapmaya calissa 15.000 yıl boyunca okuması gerek bu sürede ne kadar cok yeni kitap cikacagini sen hesapla. ordada durum ayni, bestseller, editors pick yada tavsiye ile kitaba ulasiliyor. o yuzden de internet blogları ve fikir liderleri her zamandan daha önemli bir isleve sahip.

  • bebberpixel dedi ki:

    Merhabalar, yaklaşık 4 aydır 5D Mark II kullanıcısıyım. İlginçtir ki ilk mikrofon denemem başarısızlıkla sonuçlandı..,) Sadece tek bir kanaldan ses kaydı almış.Bu donanımsal bir arızamı diye düşündürüyor fakat bir kulaklık taktığımda çift ses aldığını görüyorum.Bunun dışında tabi dahili mikrofonumda sorun yok.HDSLR sistemlere alışmak zaman alacak gibi görünüyor.Önümüzde büyük bir prodüksiyonumuz var ve bende diğerlerine göre daha portatif olan yeni oyuncağımızı kullanmayı hedeflerken böyle problemlerle karşılaşmamız insanı soğutmuyorda değil.Kısaca RED’i seviyorum 🙂

  • Kamil Ucar dedi ki:

    Kalabalik icinde kaybolma meselesi onemli gibi geliyor bana…

    Teknolojik gelismeyi hepimiz sevincle merakla takip ediyoruz. ben de bu furyada bi mark ii sahibi oldum cok sukur. Bu kadar ucuz ve kaliteli makinalarin yapilmasi muhakkak ki bi enflasyon yaratacak. insanlar film cekmek istiyor ve bu yenilikler cok buyuk avantaj.

    lakin ortada daha buyuk bi sorun var. Bu insanlar ne cekecek. Bircok arkadas ellerindeki bu karisik ve komplike makinalari mukemmel seviye kullaniyorlar. Ama bu hickimseyi iyi bi yonetmen ya da film yapimcisi yapmiyor maalesef.

    Herseye ragmen butun bu kolayliklara ragmen bugun de en onemli sey bi hikaye anlatabilme beceresi. Film cekmek isteyip bilmem ne model kameranin satir sayisini bilen birinin bir senaryoda `bolum ortasi felaketi` nedir diyince yuzunuze bosbos bakmasi insani uzuyor. Gercekten iyi bi hikayeci degilseniz -film yapmak isteyenler icin soyluyorum elbette- bu teknolojik gelismelerin cok bi faydasi olmuyor. bazi arkadaslarin belirttigi gibi csadece bosune yer isgal ediyorlar. Ornek: Bugunku turk sinemasi.

    film sayisindaki olaganustu artisa ragmen nitelik olarak bi adim atamadik. Sadece kisisel basarilar oluyor arada bir. Ki zaten oyleydi. Metin Erksan 50 sene once aldi altin ayiyi. Muhtemelen filmi de Arri 2C ile cekmisti.

    sonuc olarak demem o ki: Orson Welles bugunku teknolojiyi hayal bile edemezdi ama bugunki sinemacilar da onun hikaye anlatma becerisini hayal edemiyor. O yuzden hala Yurttas Kane`den daha iyi bi film yapma ihtimalimiz yok degil ama cok az.

    Belki de teknolojisnin basdonduren hizina fazla kaptiriyoruz kendimizi ve bu cogu zaman aldatici olabiliyor.

    sevgiler saygilar…

  • mehmet yılmaz dedi ki:

    5D MARK II ile çekilen HOUSE’ un SEZON FİNALİNDEN İLK İKİ DAKİKA ŞUAN YAYINDA
    First 2 minutes of â??Houseâ? 5DmkII season finale now online

    burdan izleyebilirsiniz arkadaşlar.. izleyebilirsiniz
    http://philipbloom.co.uk/2010/05/08/first-2-minutes-of-house-5dmkii-season-finale-now-online/

    yanlış hatırlamıyorsam carl zeiss lensler kullanıldı..sanırım bazı planlarda çok ufak satır atlama etkileri var gibi.. ya da biz ona odaklandığımızdan ileri geliyor:)

    kamil beyin dediği gibi bugün teknoloji bizlere çok güzel imkanlar sunuyor ama bunu nasıl ve ne kadar değerlendirebiliyoruz?

    kısacası..
    bence..
    bir filmi en iyi yapan, çok sevdiğimiz bir rüya gibi mükemmel olmalı.. sanki o karakterlerin içlerinden biri olmalıyız.. bizi sürükleyip götürmeli.. tarzını, kültürünü, karakter özelliklerini oyuncuyla birlikte yaşayabiliyorsak eğer, o film mükemmeldir.. kimi zaman bir film insanın bakış açısını bile değiştirebilir.. hayatına bile yön verebilir..

  • Harun dedi ki:

    House’un yönetmeni lens olarak yalnızca canon prime ve L serisi lensleri kullandığını söylemiş. Ben kamera arkası görüntülerinden birinde 5d’ye panavision lens taktıklarını görmüştüm ama..

    Sorum şu:

    Croplu bir hdslr ile mesela 7d ile kullanılabilecek (tüm aralıklarda) en iyi lens modeli hangisidir?

  • Kemalettin dedi ki:

    @Harun
    Cooke PL 🙂

  • nuvit bingol dedi ki:

    carl zeiss bu ay dslr’lar için özel objektiflerini çıkaracak, henüz herhangi bir inceleme göremedim. ama doğrudan ef-mount olmaları (pl mount dönüştürmesine gerek yok) ve focus halkasının genişliği hoş özellikler. fiyatları cooke lenslere göre daha uygun ancak yine de 3900 dolar.

  • Kemalettin dedi ki:

    Cooke’u ben şaka niyetine söylemiştim 😀 Kim Cooke alabilicek güce sahipken DSLR kullanır ?

  • schizophrenia dedi ki:

    @harun bence;
    kontrolünden dolayı film için:
    http://www.bhphotovideo.com/c/search?Ntt=carl+zeiss+ef&N=4293918125
    fotoğraf ağırlık olarak:
    16-35 ii l
    27-70 l
    70-200 l
    14 ii l
    24 ii l
    50 1.4 veya 50 l
    85 veya 85 l
    100 macro l
    135mm l
    180 macro l

  • Harun dedi ki:

    Aslında ben kiralamayı düşünüyordum Kemalettin, yoksa bütçesi zaten beni aşar 🙂 Teşekkürler Schizophrenia. Bu Carl Zeiss’ler Türkiyeye gelene kadar bizim çekimler biter sanırım. Zaten kiralama olanağı da yok gibi. Red kiralayan bazı yerler bile yanında yalnızca nikon vs. objektif verirken…

Leave a Reply

Social Media

Visit Us On TwitterVisit Us On Youtube