Tag Archive for 'yeni'

Mavic!

dji-mavic-pro-droneSon yılların en heyecan verici şirketlerinden DJI dün yeni insansız hava aracı Mavic‘i tanıttı.

DJI örneğin Canon’un tam tersi sayılabilecek bir şirket: Yeni oyuncak Mavic daha altı ay önce çıkardıkları Phantom 4’ün bütün özelliklerini içeriyor ve ondan daha uzağa uçabiliyor (7 Km!) ve daha da önemlisi 730 gramlık gövdesi katlanabiliyor. Yeni Mavic çok küçük ve daha ucuz! Kısaca şirket kendi ürünleriyle rekabet eden ürünler çıkarmaktan geri durmuyor.

Bir kaç gün önce kendi IHA’sı Karma‘yı duyuran GoPro şu an herhalde ağlıyordur diye düşünüyorum! Zira Mavic her alanda Karma’yı fena halde dövüyor : )

Yeni Mavic kamerayla birlikte geldiği için daha ucuz, çok daha akilli (engel tanıma sistemi), daha gelişmiş, daha hafif ve basitçe daha iyi. Kumandanız yoksa sadece akıllı bir telefonla bile kullanabiliyorsunuz.

4K’lık kamerası diğer DJI’lardan farklı değil yani profesyonel amaçlar için çok uygun değil belki ama yine de 730 gramlık uçan bir kamera için fazlasıyla yeterli.

IHA’lar beklenenden hızlı geliyor.

Bravo DJI!

Keşke kamera da yapsa bu adamlar.

Canon EOS 5D MK IV Neden Yeterince İyi Değil?

5dm4

Bu sabah uzun süredir beklenen 5D MK IV duyuruldu. Açıkçası bir çok açıdan gelişmişÂ özellikler getirse de bu yeni Canon beni hayal kırıklığına uğrattı.

Neden?

1 – Kamera CFast adlı yeni bellek kartlarını desteklemiyor. Hala bitmiş tükenmiş CF ile geliyor ki bu da Canon’un yazının sonunda açıklayacağım niyetleriyle ilgili sanırım. Fakat bu bile yeni Canon’un gerçekten “yeni” olmadığını gösteriyor. Elinizde CF kartları atmayacaksınız belki iyi tarafı budur.

2 – 4K video var ama 1.74 crop faktörüyle! Bu blogu okuyanlar bilir “kırpılmış” kameralara alerjim var. 1DX MK II’de bu faktör 1.3 olarak daha kabul edilebilirdi. Ancak 1.74 gülünç bir kırpma oranı. Bu şu demek: 16 mm mercek taktınız ve fotoğraf çektiniz. “Hadi biraz da video çekeyim” dediniz ve 4K videoya geçtiniz. Hooop! Merceğiniz 28 mm oluverdi! Fotoğrafla videonun iç içe geçtiği böyle bir dönemde böyle saçmalık olur mu? Canoncular büyük olasılıkla “ama super 35 mm’ye yakın” diyeceklerdir. Evet yakın ama ucunda EF mercek varsa ne yapayım ben Super 35’i?)

3 – 4K var ama sadece 30 fps’e kadar ve yalnızca MJpeg ile 500 Mbit (sene 2016 Mjpeg nedir yahu? Şaka mı bu?) 60p çekmek için 1080’e, 120 fps için 720’ye düşeceksiniz! Bu sınırlama CF karttan kaynaklı diye düşünüyorum. CF’in üst sınırı 100 MB/sec.

4 – Hala log kayıt, lut vs gibi filmciler için önemli ayrıntılar yok.

5 – HDMI’dan 4K çıkış yok. Sadece 1080 (Çünkü HDMI 1.4 veya 2.0 değil 1.3 kullanımış)

Tabi 4 yıl sonunda bazı düzeltilmiş şeyler de var:

1 – 30 MP dinamik aralığı daha yüksek olduğu iddia edilen bir algılayıcı (Tabi hala Sony’nin gerisinde)

2 – NFC, Wifi ve GPS (Sene 2016 Canon yeni uyanmış hey de hey!)

3 – Saniyede 7 kare çekim (Eskisi 6 kare/sn)

4 – HDR video (Bu ilginç bir özellik ama sadece 1080’de kullanılabiliyor. Bu seçenekte kamera 60 fps çekiyor fakat bunu 30’a düşürürken HDR video oluşturuyor)

5 – Dual pixel adı verilen videoda otomatik netlik sistemi (Bu sistem zaten 70D’den beri vardı. Yeni bir şey değil yani)

6 – Dokunmatik ve çözünürlüğü arttırılmış ekran (1.6 milyon piksel, eskisi 1.2 milyon pikseldi.)

7 – Dual pixel RAW adlı yeni özellik sayesinde (Lytro’nun yapabildiği şeylere benzer ama çok çok sınırlı olarak) çekim sonrasi netlik düzeltmesi yapabilme imkanı. Canon’un son 10 yıldır yaptığı tek gerçek innovasyon bu herhalde (Bu özellik sadece fotoğraf çekerken geçerli ve dosya boyutunuzu iki katına çıkarıyor)

8 – USB 3.0 (USB 3.1 çıktı ama Canon 3.0’a yeni geçti çok şükür)

Sonuç: Yukarıda saydığım nedenlerle ne yazık ki bu 5D serisi için beklenen büyüklükte bir yenileme değil. Hele filmcilere yönelik hiç değil.

5D MK IV gerçek 4K bir kamera olarak düşünülmemeli daha çok eski bildiğimiz 1080 üzerine kurulu ama 4K seçeneğini de adet yerini bulsun diye sunan “hybrid” bir model olarak görülebilir.

Peki neden böyle? Neden Canon 2008’de kendi başlattığı devrimin öncülüğünü sürdürmüyor? Çünkü Canon 5D serisi yerine c300, c500, c700 diye giden ve onbinlerce dolara satmaya çalıştığı kameralarını filmcilere kastırmak istiyor da ondan.

Tabi bu bence boş bir hayal. Kimse 3500 dolarlık bir kamera alacakken “a dur ya bu daha iyiymiş” deyip 12.000 dolarlık bir kamera almayacağı için bu nasıl bir stratejidir anlamak mümkün değil.

Neyse alacaklara hayırlı olsun. Magic Lantern’ciler kırarsa belki alırız (Gerçi kırsalar bile CF limiti yüzünden 4K RAW video yaptırmaları imkansız. Bravo Canon, Magic Lantern’i durdurdun : )

Galiba şimdilik 5D Mark 3’le devam veya Sony’ye merhaba diyeceğim.

Aletin Amerika fiyatı 3499 USD (Gövde). Daha detaylı bilgiye şuradan ulaşabilirsiniz.

PS: Sonuçta bir fotoğraf makinesi olarak ve genel olarak 5D MK III’ten daha iyi olduğuna şüphe yok ama zaten konu bu değil. Konu örneğin benim gibi 5D MK III sahibi biri bu aleti almalı mı? 1500 dolara elimdekini satsam üstüne 2000 USD daha koymam gerek bu aleti almak için. Bu cebimden çıkacak 2000 USD karşılığında ne elde ediyorum? 8 MP daha (Güldürmeyin insanı), videoda otomatik netlik (kullanmayacagim), dokunmatik ekran (ilgilenmiyorum), 1.74 kırpmalı hiç bir işe yaramayacak 4K (tamamen anlamsız), biraz daha dinamik aralık (belki), Wifi (zaten kullanabiliyorum başka yöntemlerle), GPS (olsa da olur olmasa da)

Bu saydıklarım için 2000 dolar verir miyim? Hayır. Bu bir sevgi meselesi değil, basit bir alım satım kararı.

Peki Canon’dan ne istiyorduk? Çok basit: CFast koy, full sensor 4K RAW kayda izin ver. “Bunu yapamiyorum” deme zira teknolojik olarak 2012 modelinde bile şu anda yapiyoruz bunu. Demek ki neymiş kendi kameranı bilerek ve isteyerek sakatlıyorsun. Verebileceğin özellikleri vermiyorsun. Ticari olarak haklisin belki ama gönüllerde değilsin Canon.

Canon 1DX MK II

6571880879Çıktı çıkacak derken Canon sonunda “amiral gemisi” sayılan kamerasını duyurdu. 5999 USD’lik fiyatıyla bu yeni 1 serisi kamera saniyede 14 kare (Live View seçeneğinde 16 fps) RAW fotoğraf çekebiliyor. 170 karelik bir kumbara (buffer) dolana dek bu hızlı çekimi sürdürebiliyorsunuz (yaklaşık 15 sn)

Bu yüksek hıza ulaşabilmek icin Canon Nikon’dan her zamanki gibi daha cesur davranıyor ve hem eski CF bellekleri hem de CFast adı verilen yeni bellekleri kullanıyor.

4K DCI çözünürlüğünde 60 kare/sn video çekebilen 1DX MK II bu seçenekte M-Jpeg sıkıştırma kullanıyor. 1080p’de ise bildiğimiz h264 codec kullanıyor ve 120 kare/sn ye kadar çıkabiliyor. 4K okuyabilmek ve yazabilmek için CFast kart kullanmak zorundasınız.

409600 ISO’ya kadar çıkabilen 20 MP’lik algılayıcının dinamik aralığı ile ilgili bir bilgi henüz yok. Böyle bir bilginin olmaması Canon’un hala Sony algılayıcıları yakalayamadığını gösteriyor olmalı.

Yine de “gerçek” 4K (3840*2160 değil 4096*2160) kullanması; bu isi 60 kare/sn hızında yapması ve dual pixel adı verilen otomatik netlik sistemini desteklemesi video alanında Canon’un lider konumunu sürdürdüğünü gösteriyor. Ne var ki HDMI kapısından sadece 1080p çıktı vermesi bu kameranın video öncelikli olmadığını da gösteriyor.

Böylece daha çok bir spor muhabiri ve haberci kamerası olan 1DX MK II yakında duyurulacak 5D MK IV’ün de nasıl bir kamera olacağını az çok belli etmiş oluyor.

Bekliyoruz.

 

Photokina

Gecen hafta Photokina sayesinde epey kamera döküldü ortalığa. O kadar çok ki her birine ayrı yazı yazmaya üşendim. Canon EOS 6D, Nikon D600, Sony’nin yeni “full frame” compact kamerası RX1 (dünyada ilk), Leica’nın yeni M’i, Pentax K5, Fuji’nin E1’i, yeni Sony Nex 6, Olympus’un yeni PEN’i, Panasonic’ten çok tutan GH2 güncellemesi GH3, Sony’den Alpha SLT A99… Son olarak  Hasselblad’dan yukarıdaki resimdeki, içi tamamen Sony Nex 7 olan ama dışı pek havalı görünen ve bu yüzden de 6500 USD fiyatla satılacak olan Hasselblad Lunar! Kim ici 1000 dolar olan bir kameraya üstüne Hasselblad yazildi diye 6500 dolar verir? Evet biliyorum var bir sürü meraklı. Bütün bu gürültüye rağmen heyecan verici bir kamera var mı? Doğrusu hayır. Hassel örneğinde olduğu (tabi o olabilecek en uç örnek) gibi birbirine çok benzeyen bir sürü kamera. Tabi ki 10 yıl öncesine göre çok daha şanslıyız ama açıkçası bütün bu modeller uykumu getiriyor. Hele Canon ve Nikon gıdım gıdım veriyor yenilikleri. Oysa neler yapılabilir? Öncelikle dinamik aralıkla pek kimse uğraşmıyor. Dinamik aralıklar hala yetersiz. Biraz daha spesifik ama mesela sensörden tilt and shift le de kimse uğraşmıyor. Oysa muthiş olasılıklar açılabilir. Yüksek kareyle de pek kimse ilgilenmiyor. Varsa yoksa 60 kare… Her kamerada wifi ve GPS olmalı ama bu da henüz çok az modelde var. Aslında haklarını vermek gerek yine en ilginç girişimler Sony’den geliyor. SLT dalgasını onlar başlattı. RX1 de ilginç bir kameraya benziyor. Bakalım arkası gelecek mi? Yıllar önce yine Sony benzer ataklar yapmış (2005’te duyurulan R1) fakat sonra arkasını getirmemişti. Hadi birileri ilginç bir şey yapsın artık!

EOS 6D

Canon Nikon’un D600’üne beklediğimden çabuk cevap verdi. Yeni Canon 6D aslında beklediğimiz gibi kırpılmış bir 5D Mk III ama bazı ustunlukleri de var.

Yıllardır neden kameranın içinde wifi+GPS yok deyip duruyordum sonunda koymuşlar. Buna karşılık 6D’nin çözünürlüğü (20mp), netlik sistemi (11 nokta), vizoru (%97), saniyedeki çekim hızı (4.5 fps) Mark III’ten biraz daha kotu ama video ozellikleri 5D MK III ile aynı. Buna karşılık kameranın beklenen fiyatı 2100 USD. Böylece biz 5D MK III sahipleri önümüzdeki ayları neden Canon’a 1000 doları aşan bir katkı yaptığımızı düsünerek geçirebiliriz : )

Demek ki yeni oyun sahası belli oldu: “Ucuza tam boy kamera savaşları” başlasın. Bir çok kullanıcı APS-C’nin yeterli ve kalıcı olduğunu ve yığınların hiç bir zaman tam boy algılayıcıya geçmeyecegini düşünüyordu. Görülen o ki bu düşünce doğru değilmiş. Aynı insana iki kere kamera iki kere mercek satma şansı varken neden bunu kullanmasınlar ki? Peki tam boy algılayıcı önemli mi? Bu konuyla ilgli uzun bir yazı yazmak gerek ama kısaca aslında hem evet hem hayır. Özellikle bazı amaçlar için tam boy iyi ama örneğin mucevher veya kus cekecekseniz hic gerek yok.

5D MK III5D MK III

Bir süredir tahmin edildiği gibi Canon’un 5D MK III’ü bugün duyuruldu. Hızlıca eski modele göre üstünlükleri sayarsak:

* Çok daha iyi bir autofocus sistemi (1DX’tekine benzer)
* 3.2 inch ekran (Oled ve katlanabilir degil)
* 22 MP (Canon Nikon’la MP yarışına girmemiş oluyor böylece)
* Saniyede 6 kare çekim hızı
* 25600 ASA (H1 ve H2 ile 102.400’e çıkabiliyor)
* 1280*720’de 60 fps
* SMPTE Time Code (Free Run ve Rec Run)
* Intra Video codec seçeneği
* Kulaklık çıkışı ve kayıt sırasında ses seviye kontrolü
* Digic 5+ İşlemci sayesinde moire gibi sorunların giderildiği iddia ediliyor.
* HDR seçeneği

Bu ve bunlara benzer başka ufak yenilikler dışında aslında şapkadan tavşan çıkmadı (RAW video, 10 bit out vs). Tahmini gövde fiyatı 3499 USD. Hayırlı uğurlu olsun. Ayrıntı şurada.

PS: Ilk 102400 ISO örnekleri ürkütücü derecede temiz görünüyor. 

EOS 1D XEOS 1D X

Uzun süredir 1D ve 1Ds serilerinin birleşmesinden bahsediliyordu.

Bu sabah beklenen oldu. Yeni EOS 1D X artık 1 serisinin tek yoldan gideceğini gösteriyor.

Kamera bir çok yenilik getiriyor ama hızlıca en önemlilerine değinirsem:

1 – Yeni Codec: 1D X intraframe (kare içi) bir codec de kullanabiliyor (istenirse eski usul devam da edebiliyor). Intraframe codec daha yüksek kalite ve kurguda kolaylık demek. Bu hayırlı bir gelişme.

2 – 1D X 2 adet Digic V+ bir de Digic IV kullaniyor. Moiré sorunu olmadığı söyleniyor basın bülteninde.

3 – Alet 18 MP olduğu için pixel yoğunluğu örneğin 5D den daha düşük. Bu ve yeni teknoloji algılayıcı ile 20000 ASA ya kadar zorlanabiliyor. Tabi henüz sonuçları görmedik.

4 – Timecode desteği var. Hem record run hem free run olarak. Bunu zaten bugüne kadar koymamaları hataydı.

5 – Yeni bir auto focus sistemine sahip.

6 – Beklenen fiyatı 6800 USD

7 – LAN desteği var ve saniyede 14 kareye çıkabiliyor (32000 ASA altında olmak kaydıyla : )

8 – 720p de 60 kare yapabiliyor yani 7D den daha ileri değil.

Bence bunların içinde en önemli özellik intraframe sıkıştırma. Tabi burada değinmediğim daha başka özellikler de var ama yine de fiyatı epey yüksek. Profesyonel sınıf bir kamera olduğu için aslında her zamanki 1 serisinden 2000 dolar ucuz diyebiliriz.

Bu kamera alınır mı? Olabilir ancak 1 serisi birleştiyse artık 5D Mark III daha video ağırlıklı bir kamera haline gelebilir. Her zamanki gibi beklemek gerek.

Ayrıntı şurada.

 

5D MK III?5D MK III?

5D MK II üç yaşına geldi. Artık yeni bir sürüm beklemek normal. 5D’nin (sektor agziyla “mark II”) bir sürü problemine karşılık hala çok iyi olduğunu kabul etmeliyiz. Yine de düzeltilmesi beklenen bir çok şey var.

Peki yeni 5D’den neler bekliyorum?

* Daha Fazla Megapixel: Bunun yerine daha yüksek dinamik aralık tercih ederdim ama Canon’un eğilimi megapixel artırmak olacaktır. 28 veya 32 mp beklenebilir.

* Yüksek kare: Saniyede 60 kareye kesin gözüyle bakabiliriz. Bunu 7D den farklı olarak 1080’de yapması da beklenebilir. Bana sorsalar “keşke 120 fps olsa” derdim ama pek ihtimal vermiyorum. Bunu için yeni bir codec gerekir.

* RAW Video: Çok iyi olurdu ama buna da pek ihtimal vermiyorum. Bu yükseklikte veri hızını kaldıracak kart var mı piyasada? RED bile böyle bir şey yapmıyor (RED dosyaları sıkıştırılmış video içeriyor). Hal böyleyken Canon’un yapması beklenemez ama olsun hayal etmekten bir zarar gelmez. Buna bağlı olarak h264 yerine başka bir codec kullanılabilir mi? Evet olabilir. Özellikle Canon’un yeni kameralarında kullandığı 4:2:2 MPeg2 codec e geçebilirler diye düşünüyorum.

* Hareketli OLED Ekran: Hareketli ekran iyi bir özellik ama 5 serisine koyarlar mi emin değilim. Nedense daha amatör bir hava veriyor. Oled yıllardır hep istenen bir şey. Umarım bu sefer olur.

* Wifi: Bu da çok iyi olurdu. Artık her tür elektronik aletin wifi desteği varken kameraların olmaması saçmalık.

* Daha yüksek ASA: 1600 ASA ve ötesi problemliydi 5D MK II’de. Bu konuda bir gelişme olması gerekiyor.Büyük olasılıklar 1600 ASA eski 800 ASA gibi olacaktır. Yani 1 fstop luk bir iyileşme olabilir.

* Autofocus: 5D MK II’nin en kötü özelliği buydu. EOS 40D’de bile çok daha iyi bir netlik sistemi vardı. Yeni 5D’de ilk düzeltilmesi gereken şey de bu herhalde.

* Rolling Shutter ve Moiré: Bu sorunların yeni işlemciler ve algılayıcılarla çözülmesini bekliyorum.

* HDR Video: Hiç sanmıyorum ama umarım yanılırım : )

Bunların neredeyse hepsi teknik olarak gayet makul özellikler ancak tabi Canon epeydir 1Ds serisini de yenilemedi. Şimdi bütün bu özelliklere sahip bir Mark III çıkarsalar yeni 1Ds’e ne kalacak?

Sözün kısası yeni 5D MK III beklendiği gibi çok büyük yenilikler getirmeyebilir. Peki her şeye rağmen koşup birer tane alacak miyiz? Büyük olasılıkla evet!

Peki ne zaman? Canon’un bu günlerde bir duyuru yapması bekleniyor ama bu duyuru 5d ile ilgili olmayacak da deniyor. Sanırım yeni 5D için bir yıl daha bekleyebiliriz.

Sony PMW-F3Sony PMW-F3

Yıllardır konuşulan sonunda oldu ve Sony ilk Super 35 mm CMOS’lu yarı profesyonel kamerası F3’ü duyurdu.

RED ve HDSLR larla başlayan ve Panasonic AF100 ile devam eden değişimin son ürünü bu.

F3 aslında Sony F35 ve F900 kullanan prodüksiyonlar için bir B kamera olarak tasarlanmış. Kullandığı codec XDcam serisi ile aynı (mpeg2) ve 4:2:0 olarak çalışıyor.

Ancak Sony’nin önerisi tabi bu codec ile çekilen görüntülerin sadece offline kurgu için kullanılması çünkü F3’ün üzerinde Dual link HD SDI çıkış var. Bu şekilde HDCAM SR bir kayıtçı ile 880 Mbps 4:4:4 kayıt yapmak mümkün.

Aletin üzerinde PL mount var yani bütün sinema mercekleriyle uyumlu. CMOS’un pixel genişliği 12 micron. Bu da örneğin 5D MK II nin 6 micron undan çok daha iyi. Yani kamera düşük ışıkta çok iyi performans verecektir.

Ne yazık ki F3 biraz pahalı. Sadece gövde fiyatı 16.000 USD. fakat şaşırtıcı bir detay var: F3 ile birlikte Sony ucuz bir PL seti çıkarıyor. 35 – 50 ve 85 mm merceklerden oluşan bu PL mercek setini kamerayla birlikte alırsanız fiyat 22.000 USD oluyor.

Sony gelecek yıl bir de taşınabilir SR hafıza kaydedici çıkaracağını duyurdu. Bu aletle HDCAM SR kayıt yapmak kolaylaşacak.

Alet bence hoş ama pahalı. Panasonic’in AF100’ü çok daha makul bir fiyatla çıkıyor. Fakat belli ki Sony bir üst segmenti hedeflemiş. 16 bin dolarlık taban fiyat bunu gösteriyor.

Ayrıntı şurada.

Canon’dan Yeni Oyuncaklar

Canon bugün beklendiği gibi EOS 60D yi duyurdu. Bunun yanı sıra bir takım yeni oyuncaklar da ortaya çıktı: Yanda gördüğünüz 8-15 mm f4L mercek bence bunların en ilginçlerinden biri. Bu mercek hem balık gözü (circular) hem de normal kareler üretebiliyor.

Ek olarak EF 70-300 4 – 5.6L IS, EF 300 mm 2.8L IS, EF 400 mm 2.8L IS duyuruldu. Ayrıca 1.4X ve 2.0X extender modellerinin de üçüncü sürümleri çıktı.

Son olarak 500 ve 600 mm EF merceklerin de önümüzdeki dönemde yenileneceği açıklandı. Tabi bunların fiyatlarını düşünmek bile istemiyorum.

Bütün bu oyuncaklar içinden bir çok Canon kullanıcısının hasretle beklediği 24-70 2.8L IS ne yazık ki çıkmadı. Belki gelecek sefere diyoruz.

Bilgi her zamanki gibi şurada.

Nolan Yeni Kubrick mi?Nolan Yeni Kubrick mi?

Bu tür karşılaştırmalar her zaman çok sevilir.

Messi mi büyük Maradona mı? sorusundan çok farklı olmamakla birlikte “Inception” un çıkışıyla yabancı sitelerde Nolan’ın yeni Kubrick olduğu (veya olmadığı) ile ilgili bir sürü yazı çıkmaya başladı.

İki yönetmen arasında benzerlikler yok değil. Bunların en önemlisi ikisinin de büyük güce kavuşmuş olmaları ve filmlerinin üzerinde tam kontrol sağlayabilmeleri (ki bu Hollywood için neredeyse imkansız sayılabilecek bir iş)

Nolan artık Hollywood “elitinin” içinde garanti bir yer edindi ve belli ki daha da büyük filmlerle yoluna devam edecek. Kalkıp Nolan’a kötü diyecek değilim. Nolan’a kötü diyen bence çarpılır! 🙂

Yine de bence Nolan henüz Kubrick değil.

Zira Kubrick’i çok biricik yapan bir şey vardı: Anlattığı hikayeleri başka hiç kimsenin anlatmayacağı gibi anlatması. Sinefil değilim ama herhangi bir öyküyü sinema diliyle anlatan hiç kimsenin Kubrick’in yanına bile yaklaştığını görmedim. Bu “Kubrick harika anlatıyordu diğerleri kötü” demek değil ama Kubrick gerçekten başka türlü anlatıyordu.

Shining’i düşünün. Başka bir yönetmenin elinde sıradan bir filme dönüşebilirdi. Hemen her filminde bunu görmek mümkün.

Bence Nolan “henüz” Kubrick kadar cesur ve özgün değil. Yukarıda da dediğim gibi tabi ki çok iyi bir yönetmen ama yine de Kubrick ayarında değil.

“Inception” iyi bir film ama Kubrick tarafından çekilse ne olurdu?

Nolan filmi aksiyona boğuyor. Bunu iyi de yapıyor ama bunu yaparken bence aslında “Summer Blockbuster” yapan bir yönetmenin çaresizliğiyle yapıyor. Kubrick aynı şeyi yapar mıydı? Yoksa beklentilere hiç prim vermeyip çok garip bir film mi yapardı?

Bence işi aksiyona dökmezdi.

Peki bundan sonra Nolan yeni Kubrick olur mu? Sanmıyorum.

Tabi butun yazdıklarım spekulasyon ve bu sorunun cevabını ancak zaman verecek. O zaman gelene kadar şuradaki yazıyı da okuyabilirsiniz.

NEX-VG10

Sonunda beklenen oldu ve Sony küçük kameralar sınıfında “büyük algılayıcılı” ilk örneği çıkardı. Panasonic daha önce davranmıştı ama nedense Sony “ilk biziz” demiş basın bülteninde.

Kamera önceden duyurulan NEX serisi fotoğraf makineleri üzerine kurulmuş. 14 milyon piksele sahip APS-C bir algılayıcıya sahip olan kamera Sony’nin deyimiyle “harika bir derinliğe sahip mükemmel HD görüntüler” üretmek için yaratılmış (daha önce aklınız neredeydi o zaman?)

E mount mercekleri kabul eden kamera bir adaptörle DSLR merceklerini de kullanabilecekmiş. 12800 ASA ya kadar gidebileceği iddia edilen kamera beklendiği üzere AVCHD formatını kullanıyor. En fazla 60 kareye çıkabilen NEX VG10 profesyonel ses girişine sahip değil. Aletin izin verdiği saniyedeki en yüksek veri miktarı 24 Mbps (Canon EOS 5D MK II’de 39 Mbps)

Kameranın fiyatı henuz belli değil (ya da ben bulamadım). Böylece her şey beklendiği gibi ilerlemeye devam ediyor. Pek yakında bu kameranın daha “Pro” bir sürümünü göreceğiz.

Ben alır mıyım bu aleti? Asla ama alana da mani olmayalım : )

Ayrıntı her zamanki yerinde.

EDIT: Fiyat 2000 USD olacakmış. Sony çok uçmamış, fiyat makul.

EDIT 2: VG10 sadece INTERLACED cekim yapabiliyor ancak  aslında progressive goruntuyu Interlaced bir video formatinin icine yaziyor. Yani sorun yok.

Social Media

Visit Us On TwitterVisit Us On Youtube