Archive for the 'teknik' Category

Page 5 of 14

5D MK III ve Rating5D MK III ve Rating

Yandaki grafik 5D MK III’ün çıktığı günkü ziyaret patlamasını gösteriyor. Normalde bu blog günde 250 – 300 tekil kullanıcı tarafından gezilirken o gün bu sayı 793 olmuş : )

Demek ki 5D MK III iyi rating alıyor!

Aletle ilgili bir kaç yazı çıkmaya başladı. İlk test sonuçları da ortaya döküldü. Yüksek ASA performansı etkileyici görünüyor ama denemeden inanmak zor.

Genel olarak herkes fiyattan ve video özelliklerinden şikayetçi. Evet fiyat gerçekten yüksek ve video becerileri de beklentileri karşılamıyor.

5D MK II paradigma değiştiren bir üründü. Neredeyse DSLR video devrimini başlatmıştı. Bu yeni model ise herhangi bir devrim içermese de zaten iyi olan bir ürünün geliştirilmiş bir hali o kadar.

Canon neden videoda büyük bir geliştirme yapmadı? Tabi ki EOS C300’ün satışlarını baltalamamak için : ) Bu yeni modelde fotoğrafçılar için daha fazla yenilik var. Videoda devrim bekleyenler galiba biraz daha bekleyecek ne yazık ki… 

5D MK III5D MK III

Bir süredir tahmin edildiği gibi Canon’un 5D MK III’ü bugün duyuruldu. Hızlıca eski modele göre üstünlükleri sayarsak:

* Çok daha iyi bir autofocus sistemi (1DX’tekine benzer)
* 3.2 inch ekran (Oled ve katlanabilir degil)
* 22 MP (Canon Nikon’la MP yarışına girmemiş oluyor böylece)
* Saniyede 6 kare çekim hızı
* 25600 ASA (H1 ve H2 ile 102.400’e çıkabiliyor)
* 1280*720’de 60 fps
* SMPTE Time Code (Free Run ve Rec Run)
* Intra Video codec seçeneği
* Kulaklık çıkışı ve kayıt sırasında ses seviye kontrolü
* Digic 5+ İşlemci sayesinde moire gibi sorunların giderildiği iddia ediliyor.
* HDR seçeneği

Bu ve bunlara benzer başka ufak yenilikler dışında aslında şapkadan tavşan çıkmadı (RAW video, 10 bit out vs). Tahmini gövde fiyatı 3499 USD. Hayırlı uğurlu olsun. Ayrıntı şurada.

PS: Ilk 102400 ISO örnekleri ürkütücü derecede temiz görünüyor. 

Red ScarletRed Scarlet


Bir kaç gündür Red Scarlet ile oynuyorum. Tabi oturup ilmi testler yapmadım. Nasıl olsa onu yapan bir sürü insan var. Kisisel yorumlarımı yazayım daha iyi.

RED Scarlet bir kaç yıldır sözü edilen bir kameraydı. İlk çıkışında beklenen aslında 2/3 inch algılayıcı ile daha küçük bir prototipti. Hatta bir ara Jim Jannard “DSLR killer” olacak demişti Scarlet için. O zaman “RED fanboy” dediğimiz fanatikler çok heyecanlanmıştı.

Geçen yıllarda belli ki bir çok şey değişti zira sonuçta ortaya çıkan şey aslında EPIC’in bire bir aynısı. S35 mm algılayıcı ve dış yapı tamamen aynı. Sadece doğal olarak 15 bin dolarlık bir gövde olduğu için Scarlet EPIC’in kırpılmış hali gibi. En önemli sınırlama 5K da sadece 12 fps desteği olması. 4K’da 30 fps 2K da ise (kırpılmış sensörle) 60 fps yapabiliyor.

Kamera aynen EPIC gibi SSD sabit disk kullanıyor. 64 GB lik disklere yaklaşık 20 – 30 dk çekim yapabiliyorsunuz. Benim oynadığım model EF mount idi (yani Canon merceklerle tam uyumlu). O kadar ki auto focus, IS ve mercek verisi bile çalışıyor. Tabi mercekler 1.3 ile 2 arasında değişen çarpan faktörleriyle iş görüyor.

Kısaca olumlu ve olumsuzları özetlersem:

+ EF Mount ile çalışmak güzel. Özellikle auto focus ve IS çok işe yarıyor. 85 1.2 gibi merceklerle veya 70-200 2.8 IS ile çekim yapmak zevkli.
+ RED’in dinamik aralığı (RAW çekmesi sayesinde) tabi ki DSLR lardan veya klasik video kameralardan çok daha iyi.
+ Kameranın ergonomisi olabildiğince iyi. Elde tutmak zor değil ve hatta zevkli. RED One kadar ağır değil.
+ Yüksek ASA başarısı iyi sayılır. 1000 ASA’ya kadar kullanmak mümkün. 6400 ASA da teorik olarak var ama noise kabul edilemez seviyeye çıkıyor.
+ HDR modu var. Bu modda 6 f stop a kadar ekstra dinamik aralık sağlanabiliyor.

Gelelim eksilere:

– FAN!! Kameranın üzerinde fan var ve gayet rahatsız edici bir ses çıkarıyor. Çekim sırasında bu azalıyor ama yine de yok değil. Menülerden fan sessizleştirilebiliyor ancak o zaman da kamera aşırı ısınıyor. Bu devirde hala üzerinde pervane olan bir kamerayı kabullenemiyorum!

– Dokunmatik ekran artık alıştığımız Iphone gibi değil ne yazık ki.

– Piller çok kısa ömürlü. En fazla 25 dk gidiyor ve sarj da 1 saatten fazla sürüyor.

– EF mercekler iyi ama çarpan faktörü sinir bozucu.

– DSLR killer meselesi tabi yalan. Bu aletle fotoğraf çekilmez değil elbette ama ben yine de iyi bir DSLR’ı tercih ederim. Aletin üzerinde M ve S diye bir switch var (Motion ve Still). Hesapta istersen kamera istersen fotoğraf modunda kullanacaksın : ) Kim 20 bin dolar harcayıp 12 MP lik still ler çeken bir kamera almak ister bilmiyorum. Video işi de aynı anda yapılacaksa belki ama yine de bana gereksiz geldi.

Sonuç: Yıllardır beklenen Scarlet aslında bildiğimiz RED’in bir türevi. Devrim yaratacak ucuzlukta değil. Çok hafif değil, çok pratik değil. Yani paradigma değiştirecek ve DSLR ları yok edecek bir kamera asla değil ama tabi ki sonuçta aslında bir açıdan da iyi bir kamera. Teoride “Girl with The Dragon Tatoo” gibi bir film çekmenize bir engel yok bu kamerayla… ne yazık ki filmler sadece kameralarla çekilmiyor : )

Ben bu kamerayı alır mıyım? Hayır. Blogu izleyenler şaşırmayacaklar ama RED Scarlet bence pahalı bir oyuncak. Her zamanki gibi “beklemek gerek”! 

X Kuşağı ve FilmX Kuşağı ve Film

Bugünlerde kamera üreticileri X’le başlayan veya biten modeller çıkarmaya başladı. G1x, 1Dx, Fuji X Pro 1… Hatta yeni 5D’nin beklendiği gibi 5D MK III değil 5D X olacağı iddia ediliyor.

X kusağı kameralar ortalığa çıkarken Kodak Amerikan ticaret sisteminde 11. Başlık diye adlandırılan iflas koruma talebinde bulundu. 133 yıllık sirket dünyanın ilk dijital kamerasını yapmasına rağmen bir türlü bunu kullanamadı. Kodak uzun süredir bu başvurunun sinyallerini veriyordu. Üst düzey yöneticilerine bakılırsa şirket artık “yazıcı” konusuna yoğunlaşacak.

Arri ve Aaton daha önce film kamerası üretimini durdurduklarını açıklamışlardı. Böylece filmin ölümü resmileşiyor diyebiliriz. Yıllarca bu konuda feryat figan bağıran bir çok insan vardı. Bugünlerde ise herkes Alexa ve 5D peşinde koştuğu için kimse konuşmuyor bu konuları.

Hal böyleyken Mission Impossible: Ghost Protocol gibi bir filmin bir kısmı hala IMAX gibi teknolojilerle çekiliyor. O halde film ölecek mi? Henüz tam olarak değil. Doğrusu “MI:Ghost Protocol” perdede çok iyi görünüyordu. 200 milyon dolarlık bir film çekecekseniz film kullanabilirsiniz : )

PS: Şuradan öğrendiğimize göre Kodak “bir süre daha” sinema filmi üretimini sürdürecekmiş ve hala o bölümden kar ediyormuş.

JVC@4KJVC@4K

Dünyanın en garip şirketlerinden JVC yine kendine yakışır bir girişimle karşımızda. Nuvit Bingöl sayesinde şuradan öğrendiğimize göre JVC dünyanın ilk 4K el kamerasını yapmış. Kamera 3840*2160 piksellik görüntüleri 24/50/60 kare hızlarında 144 Mbps veri hızıyla h.264 sıkıştırmasıyla SDHC veya SDXC kartlara kaydediyormuş.

Ayrıca kamera 8.3 MP lik ve 1/2 inch boyutundaki Cmos’tan gelen görüntüyü HD olarak çıkabiliyormuş.

4995 USD’lik tavsiye fiyatıyla JVC yine bir ilki başarırken eminim çok az satmayı da becerecektir. Kim böyle bir kamera istiyor gerçekten merak ediyorum : )

Canon G1X ve Nikon D4Canon G1X ve Nikon D4

Bu iki kamerayi yan yana getirmek çok saçma ama ikisine ayrı yazı yazmaya da üşendim doğrusu : )

Nikonlarla genel olarak pek ilgilenmiyorum. Bunun iki nedeni var: Birincisi elimde bir sürü Canon mercek varken şimdi tutup Nikon’a geçmem boşa para harcamaktan başka bir işe yaramaz. İkincisi Nikon videoya Canon kadar önem vermiyordu (en azından bugüne kadar). Kısaca kafalarda soru işareti kalmaması için: Canon’un Nikon’dan daha iyi olduğunu (veya tersini) düşünmüyorum veya Canon’dan para almıyorum (hatta tam tersi Canon’a para veriyorum!)

Yeni Nikon fiyatından da anlaşıldığı gibi Canon’un 1Dx’ine doğrudan rakip. 16 MP’lik kamera bize öncelikle Megapiksel yarışının şimdilik kesin olarak bittiğini gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda bu durum değişebilir ama görünen o ki bir kaç yıl için bu yarış bitti. Yeni yarış “daha iyi görüntü, daha yüksek ASA” alanında olacak.

Kameranın üzerinde çok durmuyorum zira her şeyi harika yapan gayet güzel bir alet işte : ) Zaten bunu alacak insanların ne aldıklarını biliyor olmaları gerekir. Aletin en ilginç özelliği HDMI üzerinden uncompressed HD video çıktısı vermesi. Bunun ayrıntıları şimdilik belirsiz ama her şekilde bu Canon’u utandıracak bir adım. Yeni 5D’de bu özelliğin olacağına kesin gözüyle bakabiliriz artık.

Diğer kamera benim yıllardır nefret ettiğim G serisinin “devrimci” bir türevi. Evet Canon G1x ile ilk defa küçük bir kameraya büyük sensor koyuyor. Bu işi yaparken ilginç bir kararla merceği sabit bırakıyor (4x bir zoom). Bence bu doğru bir karar. Yanında küçük bir kamera taşımak isteyen biri cebinde başka mercekler taşımak ister mi? Sanmıyorum. Alet aynı zamanda full HD 24 fps video çekebiliyor.

Evet yeni oyuncaklar bunlar. Şuradan G1x, şuradan da D4 incelenebilir.

Ayrıca Canon’un 6 adet yeni küçük video kamerası (VIXIA) da şuradan incelenebilir. Üzerlerinde sosyal medya paylaşım butonları varmış : )

2012 Tahminleri2012 Tahminleri

Şurada 2010 yılına ait tahminlerimi yazmıştım. Bazılarını tutturmuşum ama mesela Canon beni yanıltıp 2011’de yapti EF video kamerasını.

Gelelim 2012 tahminlerime. Tabi bunlar sadece tahmin. Alım satım kararlarınızı buna göre vermenizi öneremem : )

* Kolaydan başlarsak 5D MK III 2012’nin Eylül ayında duyurulabilir. Fakat Canon’un aynı zamanda bir cine DSLR çıkarmak istediğini biliyoruz. Bu durumda 5d MK III  hayal ettiğimiz kadar gelişmiş video özellikleri taşımayabilir. 1Dx deki megapiksel açısından geri adım (18 MP) bazı profesyoneller arasında hoşnutsuzluk yarattı. Buna göre belki de 5d MK II 32 – 36 MP olabilir.

* Canon’un yeni S35 kamerası EOS 300C iyi satacak (özellikle Amerika’da) fakat Canon bu seride başka kameralar da çıkaracak. Yavaş hareket eden bir şirket oldukları için o kameralar 2013’e kalır diye düşünüyorum. EOS 300C şu haliyle pahalı. Belki bir miktar fiyat düşürebilirler.

* Alt seride 7D MK II – 70D – 700D gibi kameralar beklenebilir. Bu da 1Dx’in kırpılmış bir hali olacaktır doğal olarak. 7D mk II nin olacağına ihtimal vermiyorum. Bence 7D’nin devamı olmayacak.

* Sony’nin F3’ü iyi bir kamera ve Sony’de boş durmayacaktır. F3 için yeni mercekler çıkabilir.

* Af101 ne yazık ki yanlış bir kamera ve gördüğüm kadarıyla iyi satmıyor. Panasonic yeni bir şey yapsa iyi olur ama onlar da çok hızlı değiller.

* Bence en büyük değişim amatör fotoğraf alanında oluyor. Iphone 4s’in kamerası gayet iyi. Hatta 4’teki kamera da iyiydi. Instamatic gibi başarılı uygulamalar ve destek uygulamaları sayesinde artik elinizin altında sadece kamera değil küçük bir fotoğraf işleme sistemi var. Gerçi kullanılan efektler bazen epey zevksiz ama hızla gelişecektir. Iphone ve turevlerinin işlemci gücü hızla artıyor. Bu durumda pocket cam denen aletlere kimin ihtiyacı var ki? Bence pocket cam satışları önümüzdeki yıllarda hızla düşecek.

* Dünyada Alexa ve RED arasındaki savaş son hızla devam edecek (Alexa’nin yükseltimle 120 kareye çıkacağı duyuruldu) Türkiye’de Alexa kesin olarak galip geldi ne yazık ki çünkü Alexa’nın “kutudan çıktığı gibi” daha iyi görüntü verdiği konusunda herkes hem fikir. RED ile çekerseniz post sırasında daha fazla uğraşmanız gerekebiliyor.

* Ipad 3 çıkacak. Aletin 2048*1500 gibi bir çözünürlükte LED ekrana sahip olması bekleniyor. Sinemacılar için müthiş bir deneyim olacak. Tabi örneğin EOS kameraların hala Ipad ile kontrol edilememesi nasıl bir akılsızlıktır anlamak mümkün değil.

Herkese iyi seneler!

Sizi Seven Kamera: Ikonoskop A-cam dIISizi Seven Kamera: Ikonoskop A-cam dII

Togan Gökbakar ve A-Cam dII

Togan Gökbakar ve A-cam dII


Yıllardır merak edilen kamera Ikonoskop A-Cam DII’yi sonunda deneyebildim.

Bilenler bilir bir Isveç kökenli küçük bir firma olan Ikonoskop epeydir webde dolanan bir şehir efsanesi gibidir. Şuradan da görebileceğiniz gibi firma A-Cam DII adında bir dijital film kamerası yapıyor.

Kamera 16 mm boyutlarında CCD bir algılayıcıya sahip ve bir çok mercekle uyumlu. Yalnız tabi örneğin Canon EF mercekler bu kamera ile çalışırken odak uzaklığı 3 ile çarpılıyor.

Kameranın en şaşırtıcı tarafı 1920*1080 boyutlarında “sıkıştırmasız” 12 bit RAW DNG kaydetmesi.

Dünyada henüz 30 küsür adet olan bu kameralardan biri de (tam olarak 33. sü) Togan Gökbakar’da.

Kamerayla çok uzun olmasa da bir saat kadar oynadım. Fotoğrafta gördüğünüz gibi alet gayet küçük, basit, elde tutması kolay ve zevkli. Tabi bir takım problemleri var: Örneğin vizörü çok kötü (ama bu HD-SDI çıkışına düzgün bir monitör takarak aşılabilecek bir sorun). Aktarım hızı çok yavaş (zira şirket sıkıştırmasız RAW video hızına yetişebilmek için kendi kartlarını tasarlamış ve bu kartları hızlı aktaracak bir sistem bir kaç aya hazır olacakmış.)

Kamera üzerinden izleme yapmak da biraz problemli yani aslında A-Cam DII henüz beta seviyesinde sayılabilecek bir kamera o yüzden sert eleştirmek doğru olmaz.

Gelelim güzel tarafına: Kamera aslında kendi diskine arka arkaya Adobe DNG kareler kaydediyor. Bu kareleri yine Adobe’nin Camera RAW’u veya Lightroom ile açabiliyor ve istediğiniz gibi renk düzenleme yapabiliyorsunuz. Sonra After Effects’e bu dosyaları import ederken ilk karenin rengi  istediğiniz gibiyse diğer kareler de aynı şekilde açılıyor.

Bunun sonucu olarak artık alıştığımız ve hatta neredeyse sıkıldığımız RED ve Alexa görüntüsünden farklı ve daha “analog” bir görüntü ile karşılaşıyoruz. Bugüne kadar gördüklerim arasında A-Cam DII renk olarak filme en yakın kameralardan biriydi diyebilirim.

Tabi A-Cam DII henüz profesyonel bir ortamda kullanılacak düzeyde değil ve bunca devin olduğu bir alanda şirket varlığını sürdürebilir mi emin değilim ancak sadece Adobe DNG’ye verdikleri destek ve sıkıştırmasız RAW israrları bile çok sempatik.

Zaten kamera açılırken ekranda “A-Cam DII The Camera Loves You” yazıyor!

Algılayıcının küçüklüğü bir sorun gibi görülebilir ancak 2/3 merceklerle uyum aslında bir avantaj. Kısaca A-Cam DII parlak bir fikir fakat henüz bitmemiş bir uygulama. Uzun film çekilebilir mi şu haliyle? Şimdilik zor ama umut var.

Şuradan Togan’ın Ikonoskop ile çektiği bazı denemeleri görebilirsiniz.

C300 ve DigerleriC300 ve Digerleri

Canon’un yeni video kamerası C300’ün Scorsese’li tanıtımı çok iddialı olunca bazı şeyler gözden kaçtı. Bunların en önemlisi kesinlikle yeni EF Cine Mercekler. Canon’un kendi kameralarının ucuna Zeiss veya Nikon takılmasından hoşlanmadığı biliniyordu. Ancak tepki beklediğimizden büyük oldu. Peki hangi mercekler çıktı?

  • CN-E14.5-60mm T2.6 L S / CN-E14.5-60mm T2.6 L SP *
  • CN-E30-300mm T2.95-3.7 L S / CN-E30-300mm T2.95-3.7 L SP *
  • CN-E24mm T1.5 L F
  • CN-E50mm T1.3 L F
  • CN-E85mm T1.3 L F

Zoomların (*Hem PL hem EF sürümleri var) fiyatları 45.000 USD civarında! Prime mercekler de 6000 – 7000 USD aralığında olacak. Aslında bu haber c300 den daha önemli. Canon “sayısal film kamerası” işine tam gaz girdiğini asıl bu merceklerle duyurdu diyebiliriz. c300 sadece bir başlangıç.

Aynı zamanda gözden kaçan bir diğer haber de yeni bir “Cinema DSLR” ile ilgiliydi. Şuradan öğrendiğimizde göre Canon 4K kayıt yapabilecek ve öncelikle film sektörü için üretilecek özel bir DSLR hazırlıyor.

Bütün bu gelişmeler Canon düşmanlarını kızdırıyor ve çıkan ürünlerde kusur bulmaya itiyor. Eleştiriler haksız olmasa da aslında bütün bu ürünler daha parlak bir geleceğin habercisi diye düşünüyorum: Rekabet iyidir!

Lytro Her Şeyi Değiştirir mi?Lytro Her Şeyi Değiştirir mi?

 Daha önce bahsettiğim Lytro sonunda ortaya çıktı.
Bilindiği gibi kamera “ışık alanı” kaydediyor. Bu sayede sonradan istediğiniz yere netlemek, hatta stereoscopic görüntü üretmek mümkün oluyor. “Apple’ın Iphone la yaptığını kamerada yapmak istiyoruz” demişlerdi. Tasarıma bakınca gerçekten bu yolu tuttuklarını görüyoruz.
Lytro’nun nasıl çalıştığı da biraz daha açıklık kazandı. Algılayıcının önünde micro mercekler var ve bunlar asıl mercekten gelen ışığı farklı piksellere yönlendirip ayırıyorlar. Böylece “ışığın yönü” adı verilebilecek yeni bir veri ortaya çıkıyor. Daha sonra bu bilgi kullanılarak “algılayıcı daha uzakta veya daha yakında olsa ne olurdu?” sorusunun cevabı hesaplanabiliyor (ki bu da netlik yapmak demek).

Aynı şekilde kamera biraz sağdan baksa biraz soldan baksa gibi varsayımlar da hesaplanabiliyor.

Tabi bu da aslında sonuçta kullandığınızdan daha fazla veriyi saklamanız gerektiği anlamına geliyor. Bu nedenle Lytro’nun çözünürlüğü düşük. Ürettiği görüntülerin 1080 satırı ancak yakalayacağı söyleniyor (garip şekilde çözünürlükle ilgili net bir şey söylenmiyor)

Bu kameradan çok heyecanlanan arkadaşlarım var. Böylece elimizdeki binlerce dolarlık Canon merceklerin çöp olacağını ve herkesin Lytro ile çekim yapacağını (tabi profesyonel versiyonlarıyla) iddia ediyorlar ve Lytro’yu büyük bir devrim olarak şimdiden alkışlıyorlar.

Şu anda dudak yumuşatıcısına veya parfum kutusuna benzeyen yapısıyla tabi beni biraz gülümsetiyor bu kamera : )

Tabi ki Lytro aslında büyük bir girişim ve yıllardır çıkmış en heyecan verici teknoloji ama yine de bildiğimiz her şeyi değiştirir mi çok şüpheliyim. Kameranın 8 gb lık ve 16 GB lık modelleri 350 ve 499 dolara satılacakmış. Ayrıntı şurada.

PS: Birileri bu teknolojinin profesyonel halini de geliştirmiş http://raytrix.de/index.php/Cameras.html

EOS 1D XEOS 1D X

Uzun süredir 1D ve 1Ds serilerinin birleşmesinden bahsediliyordu.

Bu sabah beklenen oldu. Yeni EOS 1D X artık 1 serisinin tek yoldan gideceğini gösteriyor.

Kamera bir çok yenilik getiriyor ama hızlıca en önemlilerine değinirsem:

1 – Yeni Codec: 1D X intraframe (kare içi) bir codec de kullanabiliyor (istenirse eski usul devam da edebiliyor). Intraframe codec daha yüksek kalite ve kurguda kolaylık demek. Bu hayırlı bir gelişme.

2 – 1D X 2 adet Digic V+ bir de Digic IV kullaniyor. Moiré sorunu olmadığı söyleniyor basın bülteninde.

3 – Alet 18 MP olduğu için pixel yoğunluğu örneğin 5D den daha düşük. Bu ve yeni teknoloji algılayıcı ile 20000 ASA ya kadar zorlanabiliyor. Tabi henüz sonuçları görmedik.

4 – Timecode desteği var. Hem record run hem free run olarak. Bunu zaten bugüne kadar koymamaları hataydı.

5 – Yeni bir auto focus sistemine sahip.

6 – Beklenen fiyatı 6800 USD

7 – LAN desteği var ve saniyede 14 kareye çıkabiliyor (32000 ASA altında olmak kaydıyla : )

8 – 720p de 60 kare yapabiliyor yani 7D den daha ileri değil.

Bence bunların içinde en önemli özellik intraframe sıkıştırma. Tabi burada değinmediğim daha başka özellikler de var ama yine de fiyatı epey yüksek. Profesyonel sınıf bir kamera olduğu için aslında her zamanki 1 serisinden 2000 dolar ucuz diyebiliriz.

Bu kamera alınır mı? Olabilir ancak 1 serisi birleştiyse artık 5D Mark III daha video ağırlıklı bir kamera haline gelebilir. Her zamanki gibi beklemek gerek.

Ayrıntı şurada.

 

TS-E 24mm f/3.5L IITS-E 24mm f/3.5L II

Geniş açı mercekler beni hep tedirgin eder. Onlarla iyi bir kare çekmek zordur. Çerçeveye bir sürü şey girer ve bunların hepsini kontrol etmek insanı gerebilir.

Bir süredir TS-E 24mm f/3.5L II mercekle oynuyorum ve bunlarla (TS serisi) sözünü ettiğim gerilim daha da artıyor. Kısaca özetlersem bu merceklerde Shift seçeneğinde merceği sağa, sola, yukarı ve aşağı kaydırabiliyorsunuz. Böylece örneğin yüksek bir binayı çekmek istiyorsanız kamerayı yukarı kaldırmanıza (eğmenize) gerek kalmıyor. Shift ile binanın perspektifini bozmadan üstünü görebilir hale geliyorsunuz.

Tilt modunda ise merceği her yöne yatırabiliyorsunuz. Böylece netlik alanını isteğiniz gibi etkileyebiliyor çok dar veya normalden fazla netlik sağlayabiliyorsunuz.

Merceğin problemlerini özetlersek:

* Öncelikle pozlamayı zorlaştırıyor. Lensi “shift veya tilt” ile kullandığınızda kameranın otomatik netleme sistemi saçmalıyor. Mutlaka manuel çalışmanız gerekiyor.

* Üç ayak kullanmadan iyi sonuç almak zor ama imkansız değil.

* Auto focus yok.

Buna karşılık tabi ki bazen sonuçlar şaşırtıcı derecede iyi olabiliyor. Örneğin yukarıdaki kare aynı kamera pozisyonundan yukarı aşağı tam Shift ile elde edilen bir panorama. Bu yöntemde kamera hiç oynamadığı sadece mercek oynadığı için kusursuz panoramalar yapabiliyorsunuz (gerçi aynı işi Sony’nin 200 dolarlık kameraları da yapıyor : )

Sanırım Canon’un yaptığı en keskin 24 mm olan TS-E24mm f/3.5L II henüz bütün olasılıklarını deneyebilmiş olmasam da son derece hayırlı bir oyuncak.

Bu arada yıllar sonra Aya Sofya’yı tamir iskelesi olmadan görebilmek de güzel!

Merak edenler için şurada TS merceklerin daha ayrıntılı bir açıklaması var.

Social Media

Visit Us On TwitterVisit Us On Youtube